Artam - Dream Logic

Örgünün bütünsel farkındalığı

“SANATSAL PRATIĞIMDE ATMOSFERIK YERLEŞTIRMELERLE GERÇEK DÜNYA
VE KENDI FANTEZI DÜNYAM ARASINDA INCELIKLI GEÇIŞLERLE BIR ILIŞKILER AĞI ÖRMEYE ÇALIŞIYORUM.” 

Yağlıboya, heykel ve çerçeveli görseller gibi farklı tekniklerde işler üretmenizin yanı sıra ağırlıklı olarak örme tekniğini tercih etmenizin sebebi nedir?

Örme; düğümlenme ve iç içe geçmelerle bir ipe form vererek farklı bir imgeye dönüştüğünden; oldukça önemli bir teknik benim için. İpi her düğümlediğimde iç dünyam ile gerçek dünya arasındaki iç içeliği, tıpkı algıladığım gibi bir biçime sokuyorum. Bu bağlantıyı kurmak adına binlerce ilmek ve dokuların birbiriyle ilişkilerindeki detaylar, esere yaklaşıldıkça, onun resmin bütünündekinden başka bir şey olduğunu anlatıyor. Örgüde elde ettiğim detayları son dönem işlerimin ana eksenini oluşturan yağlı boya resimlerimde de hissettirmeye çalışıyorum. Bu resimlerin çıkış noktasını örgüdeki deseni üretirken kullandığım kareli kâğıtlar oluşturuyor. Resimlerimdeki her kare kendi alanının içindeki rengin, etrafındaki diğer renklerle birleşerek büyümesiyle bir imge haline geliyor. Her kare tıpkı örgüdeki her bir ilmek gibi kendi içindeki ayrıntılarla farklı bir kişiliğe sahip olmasına rağmen bütünsel çerçevede bir resmin parçası oluyor. 

Ses ve video ile çalışmak size göre nasıl bir deneyim yaratıyor? 

Sanatsal pratiğimde atmosferik yerleştirmelerle gerçek dünya ve kendi fantezi dünyam arasında incelikli geçişlerle bir ilişkiler ağı örmeye çalışıyorum. Bunu yaparken çok farklı malzeme ve teknikler kullanıyor olsam da ses ve kimi zaman kullandığım videoların yeri farklı. Özellikle ses üretiminde kendimi çok özgür ve değişime açık hissediyorum. Bu özgürlük hissini yaşamaktan çok zevk aldığım için, üretmek istediğim herhangi bir yerleştirmeyi olabildiğince sesi de kullanarak değerlendirmeye çalışıyorum. Özellikle ses kablolarıyla duvarda oluşturduğum desenler ve kablolara bağlı kulaklık ve müzik kaynakları; işlerimde sıklıkla kullandığım teknikler. Kişisel olandan yola çıksam da, düşsel kurgular yaratırken görsel sanatlar ve müzik disiplinini bir araya getirdiğim yerleştirmelere gerçekleştiriyorum. Öğrencilik yıllarımdan bu yana her zaman ana akımın dışında kalan müzik türlerine karşı yoğun ilgi duydum. Özünde benim için kişisel bir toplama ve biriktirme güdüsüyle başlayan; yavaş yavaş genişçe bir koleksiyona, sonrasında ise tasnif edilmiş bir açık arşiv projesine evrilen “Underscene Project” de sanat pratiğimde oldukça kendine has bir yer yarattı diyebilirim. 

Gerçeklik ve hayal dengesini nasıl sağlıyorsunuz? 

Aslında sağlamıyorum. Her baktığım, hissettiğim ya da duyduğum şeyi, bana özgü yöntemlerle algılıyor ve yorumluyorum. Bu da üretimim açısından her ne kadar avantajlı olsa da beni sosyal yaşantımda oldukça zora sokan bir şey aslında. Zaman geçtikçe hem gündelik hayata uyum sağladım hem de beni ve algılama biçimimi anlayan insanları hayatımda tutmaya ve yakınlaşmaya başladım. Şimdilerde benim için hemen her şey daha uyumlu ve dengeli. 

Hayal dünyanızın sınırlarını keşfetmek adına, gündelik hayatta sanat dışında ilgilendiğiniz farklı konular var mı?

Gittiğim yurt dışı misafirlik programlarında aşina olduğum mekân ve tanıdığım kişilerden uzaktayken kendimi her şeye yabancılaşmış hissediyorum. Ne kadar yabancılaşırsam kendimi güvende hissedebileceğim bir kurgusal evren yaratmam kolaylaşıyor ve oradan mutlaka bir defter dolusu eskiz ve anlatacak şeylerle dönüyorum. Her ne kadar sanattan uzak olmasa da bu programlar benim için yeni bir keşif alanına dönüşüveriyor. Edebiyat, müzik, sahne sanatları, fotoğraf, üzerinde sürekli denemeler yapmama olanak sağladığı için, içinde daha rahat hissettiğim mecralar. Sanatın dışında ilgilendiğim farklı bir yaşam alanı olarak, çeşitli türlerde oluşturduğum akvaryumlar ve yetiştirdiğim balıklara oldukça zaman ayırıyordum. Bu uğraş beni her defasında hayrete düşürerek büyülüyor. 

Şu an üzerinde çalıştığınız bir proje bulunuyor mu? 

Sanatorium’da açılan “Dream Logic” adlı kişisel sergimden hemen sonra, davet edildiğim bir sanatçı misafirlik programına için Düsseldorf ’a gidiyorum. Burada daha çok fotoğraf üzerine okuma ve araştırmalar yapmak niyetindeyim. Eşimin fotoğrafçı olması ve kullandığı, bana göre çok ilginç, fotoğraf makinalarından etkilendiğim için fotoğrafa olan bakışım, merakım ve deneme yapma iştahım kabardı. Düsseldorf ’ta, hayatla kurduğum ilişkiyi biçimsel bir referansa indirgeyen, pozitivist ama kendine has tuha ıkları da içinde barındıran bir fotoğraf derlemesi yapmak için çalışmak